Belediyelere Kayyım Atanması ve Öğretmenlerin Açığa Alınması Kabul Edilemez!

Belediyelere Kayyım Atanması ve Öğretmenlerin Açığa Alınması Kabul Edilemez!

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 08 Eylül 2016 tarihinde yapılan duyuruda 11285 öğretmenin “bölücü terör örgütü destekçisi” olduğu iddia edilerek açığa alındığı duyurulmuştur. Bu öğretmenlerin büyük kısmı son bir yılda çatışmaların yoğun yaşandığı illerde görev yapmakta olup, görevden alınmalarına gerekçe gösterilen makul hiçbir suç isnadı bulunmamaktadır. Meri hukuka göre kurulmuş olan sendikaların yasal çerçeveye uygun eylemlerine katılmak veya bir siyasi partiye oy vermek gibi olgular üzerinden yapıldığı şüphesi bulunan fişlemeler esas alınarak Olağanüstü Hal döneminin hukuka uygun olmayan keyfi uygulamaları yaygınlaştırılmaktadır. Sendikal üyelikler veya siyasi partiye oy verme tutumları üzerinden hiç kimseye suç isnadında bulunulması kabul edilemez.

Kişilerin somut suç isnadına bağlı adil yargılamalar sonucunda suçlu bulunması durumunda görevden alınmaları mümkünken; öğretmenlerin bu şekilde topluca açığa alınmasıyla son bir yılda yoğun çatışmalar yaşanan ve gündelik hayatın ciddi şekilde kesintiye uğradığı il ve ilçelerde öğretmenler ve aileleri ile beraber öğrencilerin de cezalandırılmış olacağı açıktır.

Olağanüstü Hal döneminde çıkarılan 674 sayılı KHK ile tanınan yetki doğrultusunda bazı İlçe Belediye Başkanlıklarına kayyım atanması söz konusu olmuştur. 08 Eylül 2016’da Diyarbakır ili Silvan ve Sur ilçelerine bu şekilde atama olduğuna yönelik haberler ulusal basına yansımış fakat Valilik bunu reddetmekle beraber bu yola başvurabileceklerini açıklamıştır. Ardından 09 Eylül 2016 tarihinde Muş ili Bulanık ilçesinde belediye başkanlığına kayyım atandığı yönünde  tebliğ yapıldığı haberleri ulusal basında yayınlanmıştır.

Atamaların Valilikler tarafından kendi takdirleri doğrultusunda yapıldığı ve 674 sayılı KHK’daki hükümler nedeniyle atamalar sonrası kayyımın çağrısı olmadan belediye meclisinin toplanmasının dahi mümkün olmadığı görülmektedir. Bu durum hem başkan seçimi hem de belediye meclisi düzeyinde seçmen iradesinin tamamen yok sayılması anlamını taşımaktadır.

Belirsiz suç isnatları sonucunda ve kesinleşmiş mahkeme kararları yokken belediye düzeyinde seçmen iradesinin devredışı bırakılmasına neden olan bu uygulama, sadece seçilmiş başkan ve belediye organlarını değil aynı zamanda bütün ilçe halkını cezalandırmaya yönelik olup kabul edilemez bir uygulamadır.

MAZLUMDER olarak; öğretmenlerin hukuka aykırı ve keyfi şekilde açığa alınmasından ve yeni mağduriyetler oluşturmaktan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, Belediyelere Kayyım atanması yönündeki kararların geri alınmasını talep ediyor ve tutuklu yargılama nedeniyle başkanın bulunmadığı durumlarda başkanlık yetkisinin kullanımına belediye meclisi tarafından karar verilmesinin tek meşru yol olduğunu hatırlatıyoruz.

MAZLUMDER Genel Merkezi

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2016-09-09
Okunma Sayısı : 533
Şube ve Temsilcilerimiz
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği -
Adres:
E-posta: | Telefon: | Faks:

Ziyaretçi Sayımız : 4645423